Bir kuruluşun yaptığı araştırma sonuçlarına göre Türk yönetici duygularıyla yönetiyor. Akıl bu kadar karmaşanın içerisinde kendine yol bulmaz ise, mecburen duygulara yer açılıyor tabi. Ben de yöneticilerde hangi duygular hakim olacak diye düşünüyorum 2001 yılında ? Bu duygulardan kaynaklanan davranış değişiklikleri neler olacak diye düşünüyorum.
En çok hissedileceğini düşündüğüm duygu endişe ve korku. Bilmek yöneticinin görevidir. Varlığının temeli bildikleridir. Ancak, bu kadar tozun dumanın arasında bir doğru bulup, o doğru üzerine başka doğruları inşaa etmek o kadar da kolay olmayacak. Ayrıca, bulunan temel doğrunun doğru olma ihtimali büyük bir endişe yaratacak. Bilmek için daha çok dışa dönük olmak zorunda kalacaktır. Kendi kuruluşu dışında neler olup bittiğini bilirse, kendi kuruluşu için daha çok bilme şansı artacaktır. Bu dışa dönüklük yöneticiyi daha fazla müşterisi ile iletişime sevkedecek ve mevcut müşteriyi kaybetme endişesi ve korkusu, müşteri memnuniyeti odaklı yönetime geçişin temeli olacak.
Bu duyguları tabiki doğal olarak çaresizlik ve üzüntü takip edecek. Pazarın daralacağı, tüketimin azalacağı doğru ise, küçülme gerekecek. Her küçülme, iş kaybı-tassarruf demek. Yöneticilerden, kimleri feda edeceğinin listesini hazırlanması istenecek. Hangi giderlerin azaltılması gerektiğine yönelik tedbirleri uygulamaya koyması gerekecek. Çalışanların yüzündeki üzüntü, işini kaybetmenin çaresizliği yöneticinin de yüreğini saracak. Ancak, bu duygular verimlilik ve etkinlik kavramlarını öne çıkartacak. Yaratıcı kilit insan kaynaklarına sahip çıkarak, daha verimli çalışmanın yolları aranacak.
Bu kadar negatif duygunun içerisinde hiç mi pozitif duygular olmayacak diye düşündüğümde, paylaşmanın ve işbirliğinin mutluluğu nun yöneticilere huzur sağlayacağı görünüyor. Her problem çözümünü ve fırsatlarını da beraberinde getirir. Çözümleri ve fırsatları yakalayabilmek için, yaratıcı düşünceye daha fazla ihtiyaç olacak. Bireysel yaratıcılık ve başarı bu kadar bilinmezde yetersiz kalacağı için kollektif akıla daha fazla ihtiyaç duyulacak. Ekip çalışması ve bilgiyi paylaşma artacak. Stratejik iş ortaklıkları ile yeni fırsatlar ve yeni arayışlar yeni heyecanları getirecek beraberinde. Daha fazla dış kaynak ile risk paylaşımı yapılarak işbirliğine gidilecek. Bu da müşterilere özgü özel çözümlerin denenmesini ve sunulmasını kolaylaştıracak.
Ekonomik ve duygusal anlamda 2001 yılı sakin geçmeyecek olduğunun ip uçlarını verse de, müşteri memnuniyeti ve yaratıcı insan kaynağının kalıcı degerler olduğu daha fazla hissedilecektir. Bu iki temel değer üzerine inşa edilen yönetimsel faaliyetler, 2001 yılının yaklaşık 10 yıldır konuştuğumuz ama bir türlü hayata geçiremediğimiz değerlerin yılı olacağını gösteriyor.
Müjgan ÇETİN Kasım 2000