BİR OLMAK ve İNSANA YATIRIM

BİR OLMAK ve İNSANA YATIRIM

Beysad, 2002, Müjgan ÇETİN

Globalleşen ekonomi, avrupa birliğine giriş süreci, para politikaları,  enflasyonla mücadele programlarına birde milenyum rüzgarı katıldı. Sular bulanmadan durulmaz ama, ışığa giden yolda sadece para yön aramıyor kendisine, akılda yol arıyor. Bir çok soru takılıyor ister istemez insanın kafasına.  Bunlardan bence en önemlisi de ‘Avrupa Birliğine girince acaba onlarla BİR olacakmıyız ?’ BİR olmak için 100.000 sayfalı mevzuata uyum sağlamamız yeterli olacak mı? Kimilerine göre 4 kimilerine göre 10 yıl sürecek olan değişim sürecinde acaba kafalarımızı değiştirmeden prosedürleri değiştirmek yeterli olacak mı?

 

Herkes gelecek yüzyılın ile ilgili tahminlerde bulunuyor. 21. Yüzyıla ilişkin trendler ile ilgili USA Labor Organization ‘ın yaptığı araştırma sonuçları, ilginç ipuçları veriyor, dünyalı insanın yaşam şekli için….

 

Geleceğin işleri diye yapılan sırlamalarda bakın neler var ?

·         Bilişim teknolojileri ile ilgili işler (Bilgisayar mühendisliği, sistem analistler,  bilgisayar destek uzamanlığı, veritabanı yöneticiliği, veri işleme ekipmanları bakım uzmanı)

·         Elektronik medya (Masa üstü yayın uzmanları)

·         İnsan sağlığı (Diş hekimleri, tıp asistanları, insan bakım uzmanları, ilk yardım uzmanları, fizyoterapi asistanları)

·         Emlak danışmanlığı

 

Bu öngörüler iş hayatı ve ekonomik değişim ile ilgili aşağıdaki bulgulara dayandırılıyor.

·         Yeni ekonomik düzenin yeni yetenekler ve zorluklar getirmesi : Yeni teknolojiler ve globalleşme bir sürü fırsatlar açıyor önümüze,  yeteneklerimizi ve becerilerimizi yeniden inşaa etmemiz gerekiyor. Ancak bu teknolojiler sayesinde iş arzı da azalıyor.

·         Esneklik ve aile kavramları :  Global pazarda çalışanlar iş bulma ve yapmada daha esnek olacaklar, yarı zamanlı çalışmalar ve ev-ofisler artacak, bu da insanların ailelerine daha fazla zaman ayırmalarını sağlayacak

·         Kader ve fark : Globalleşen pazarda çalışanların yeni fırsatlar yakalamaları daha kolay olacak, kaderlerini değiştirebilcekler, ancak artan eşitsizlik ve ayrımcılık onları zorlayacak

 

2000 yılı şirket birleşmeleri çok gürültü kopartıyor. 1999 da başlayan rüzgar artarak sürecek deniyor. Iste son birleşmeler,

·         İlaç piyasasında dünya devi doğdu  – SmithKline Beechman ve Glaxo Wellcome toplam ciroları 187 milyar dolar

·         Daimler-Benz ve Chreysler 32 milyar dolar

·         Travelers and Citycorp 36 milyar dolar

·         Exxon ve Mobil 81 milyar dolar

·         American On Line ve Time Warner 350 Milyar dolar

·         Renault, Samsung Motor a talip

·         AT-T, Microsoft, Yahoo, CBS, NBC, Disney ve diğerleri  derin düşünenlerin arasında….

·         2000 yılında telekominaksyon,  finans, medya ve internette birleşmeler devam edecek

 

Yukarıdaki birleşen şirketlerin piyasa değeri büyüklükleri yanında ülkemizin parasal büyüklüğü yan yana gelince, insan daha da ürküyor. Türkiye’nin bütçesi 44 milyar dolar. Bu rakamlar sizide ürkütüyor sanırım.  Aynı zamanda da düşündürüyor olmalı.

 

Dünya küçüldükçe insan büyüyor.  İnsan olmanın değerleri ve özellikleri öne çıkıyor. Bu öngörülerin ve yaşadığımız sıcak gelişmelerin ışığında BİR OLMAK adına bir sürü soru arkası arkaya sıralanıveriyor.

 

·         Sadece avrupalı olmak yeterli olacak mı?

·         Artacak eşitsizlik ve evrenselliği nasıl göğüsleyeceğiz ? 

·         Bu güne kadar hem kurumsal hem bireysel anlamda geliştirdiğimiz yetenekler bizi nereye kadar götürebilecek ?

·         Gelen büyük sermayenin gücü, yaratacağı ekonomik katma değerin yanında insani değerlerimize ne katacak ?

·         Başarı için bireysel, kurumsal ve ulusal hedeflerimiz içerisinde insana dair neler var ?

·         Toplumsal ihtiyaçlardaki değişimi gözleyen, anlayan ve ona ayak uydurarak değişimi sağlayabilecek insanda hangi özellikler olması lazım ?

·         İnsana halen bir ekonomik girdi olarak bakmaya devam edecekmiyiz ? Yoksa, evrende başka hiçbir canlıda olmayan yaratıcılığını nasıl geliştireceğimizi düşünmeye başlayacakmıyız ?

·         Herkesin yaptığını yaparak, yabancı ortakla evlenmek için bile insana ihtiyacımız yok mu?

·         Kendimize inanmıyorsak, insanımıza güvenmiyorsak, başka kimi inandırabiliriz ? İnanmadan yapılan hangi iş varolmuştur veya varlığını sürdürebilmiştir ?

·         Sürekli öğrenme ve sürekli öğretme olmadan,  evrensel bilgiyi ve bilgi çağını yakalamak mümkün mü?

 

Dünyanın her yerinde iş bulabiliyorsak, ürettiğimiz ürün ve hizmeti her yerde satabiliyorsak, yarattığımız sanat eserlerini her yerde sergileyebiliyorsak,  dünyanın her köşesinde herhangi bir insanla insanca ilişki kurabiliyorsak BİR olmuşuz demektir.  Para, mal, hizmet, fikir, gönül bağı kurabilecek yetenekte, bilgide ve beceride insanlarımız olması için bugünden insana yatırım yapıyorsak Avrupa birliğine uyum sağlamış değil, dünyalı ve evrensel insanlıkla BİR olmuşuz demektir.

Bu gönderiyi paylaş