Baraka, ODTÜ, 2005, Müjgan ÇETİN
Başlıktan da anlayacağınız gibi, aidiyetin yarattığı motivasyon ve mutluluk beni derinden etikiledi. Büyük bir heyecanla ODTÜ Mezunları derneğine neredeydiniz sevgili okuldaşlarım diye seslendim. Hemen derneğimizin duyarlı yönetiminden ses geldi ve bana duygu ve düşüncelerimi BARAKA da paylaşma ödevi verdiler. Oda yetmedi bir sonraki senenin organizasyonunda okulumuzu desteklemek için yapılacak çalışmalara katılmaya çağırdılar. Ben de; bu ilk FORMULA G yarışlarındaki duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak ve bir sonraki yarışlarda aidiyet duyguları içerisinde coşku ile ODTÜ takımlarını desteklemek için bugünden çağrı yapmak istiyorum.
‘Bilim ve Teknolojinin her türlü yarışında okulumuzu en iyi şekilde temsil edecek projelere, etkinliklere katılım için elele verelim…Bizler sevincimizi, bilgimizi, heyecanımızı, yeteneklerimizi paylaşmak için neler yapabiliriz, ortak aklımız ile sistemetik bir yol bulalım’ diyorum.
Hem otomobil e meraklı hem teknolojiye meraklı hem TUBİTAK lı hem de ODTÜ lü olunca 30 Ağustos 2005 Zafer bayramında TUBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi tarafından düzenlenen ve 16 aracın katılacağı yarışları izlemek şart olmuştu. Eşim de ODTÜ’lü Makina Mühendisi olunca bu şenlik kaçmaz diyerek oğlumuzu da doğal ODTÜ lü sayarak koşa koşa gittik İstanbul PARK a…
İyi ki de gitmişiz. Çünkü; 30 Ağustos Zafer Bayramımız da geleceği teknolojik ve bilimsel zaferlerde arayacağımız gençlerimiz bir ilki gerçekleştiriyor ve yarışıyordu. Bu gerçekten çağımızda gençlerimiz ile de yeni zaferler kazanabileceğimizi gösteriyordu. Ayrıca; Formula 1’I TV de izledikten sonra ve bir yıl önceki inşaat halini bildiğim İstanbul PARK’ I görmek heyecan vericiydi. İstanbul PARK yan yolları ile ve tesisleri ile gerçekten dünya ölçeğinde bir mekan olmuştu ve görülmeye değerdi. Dünya da ilki 1987 de Avustralya da uluslararası olarak gerçekleştirilen bu yarışların ilk defa ülkemizde böyle bir mekanda yapılmış olması gerçekten gurur duymama değiyordu.
Uluslararası bir yarışa ev sahipliği yapan bu mekanda bu yarışı düzenlemeyi düşünen TUBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi yönetimine bu etkinliği düşünüp, planlayıp, gerçekleştirdikleri için hayranlık duymamak elimde değildi. Hem gençleri, hem bilim ve teknolojiyi, hem favori bir etkinliği bu kadar güzel bir şekilde bir araya getirmek bence alkışlamaya değerdi.
Ayrıca; girişimci, yenilikçi, ekip çalışması ve dayanışmayı yaşayan gençlerin heyecanını görmek mükemmeldi. ODTÜ gibi bir okulda derslerden geçmek için büyük bir çaba gerekirken, iki takım ile yarışmaya katılmak için büyük bir heyecanla çalışmak ve başarmak gerçekten yaşamsal bir dersti. Bu yarışa ODTÜ dışından katılan üniversiteleri de coşku ile desteklememe rağmen tabiki kendi okulumun takımlarını daha büyük bir gururla destekledim. Motor, motor aksamı, piller, fren düzeneği, pil düzeneği v.b yaklaşık 9 ana gruptan oluşan ve bir sürü parçadan bir araya gelen ekonomik olmasa da teknolojik bir ürünü imal etmeyi başaran 15 üniversiteyi gururla izlemek beni gençlerimizin girişimciliği, yenilikçiliği, ekip dayanışması açısından umutlandırdı.
Bütün bu coşku içerisinde türbinlerde ODTÜ bayrağı ve ODTÜ lüleri arama çabalarım sonuçsuz kalınca, diğer üniversitelerin organize dayanışmasını izlemek şart oldu tabi… Otobüsler dolusu taraftarına, hem üniversitenin hem yarışan arabanın logolarını içeren tişört, şapka, bayrak, flama dağıtarak, en güzel izlenecek yeri kapmış tempo tutuyorlardı. Yarış başlayınca coşkulu kalabalığın takımlarını alkışlamaları ve motive etmeleri görülmeye değerdi. Tabi bu coşkuyu kendi okuldaşlarımla paylaşmak arzusu İstanbul’lu ODTÜ’lüleri de orda tek vücüt olarak görme isteğimi daha da arttırdı. Nihayet Ankara dan büyük bir ODTÜ bayrağı ile gelen bir arkadaşımızı bulup onunla birlikte bir nebze de olsa bu heyecanı paylaşabildik. Bu sebeple; bir sonraki yarışlarda ve etkinliklerde hep birlikte olmak için bugünden organize bir şekilde haberleşelim diye yeniden çağrıda bulunuyorum. ‘Okulumuzu desteklemek için ELELE’